🖼
İnanmak.
Gölge
Gölgesi yeter dediğimiz bazı kişiler vardır. Bu sadece camii duvarına yansıyan bir gölge. İnsanın gölgesi başka bir mana.
Ömürden
Ömürden ömür gitti bugün. Hatırladıkça gözlerimin acı ve korkuyla dolduğu bir gün bugün.
Parıldamak
Gezmek lazım
Gerçekler görünmez bazen.
Eksiği yok.
Tam olarak kafamın içi.
Kış
Sıcak bir sahlep
Gülümseyen tek şey şu aralar..
Güzem
Güneşli günlere.
Tane
Bugün hiçbir şeyin tat vermediği bir gün. Tüm sorumluluklarım üzerimde bir kaya taşı gibi.
Ferahlık
Gün yüzü
Düzenli
Insanın huzurunu kaçıran yine insandır.
Güz yağmuru
Ne aydınlık ne de karanlık
Bugün bir kez daha anladım, bazı şeyler yolunda gitmiyor.
Doğadan
Bazen aynı yere farklı mevsimlerde gitmek gerek
Çıkmaz
-Re
Bu gece sanat arşivimden
Galerimde göz gezdirirken yaptığım büstü görüverdim.
Ne komik anılarla beraber kaldı işte geride. Hatıra bu ya zaten. An geçiyor, geride anılar silinmedikçe kalıveriyor.
Sanat eserim çatlayıp kırılmasın diye atölyeden bulduğum herhangi bir kumaşı ıslatıp kilin üzerine sermiştim. Ertesinde kalite kontrol için yerine koyduğum zamanda hoşuma gittiği için fotoğraflamıştım. Öylesine attığım kumaşın aslında şık durduğu kanaatindeyim. Bilinçli giydirilmiş bir büst gibi 🙂
Sarı ve yeşiller
Modern ile gelenekselin arasında bir yerdeyim.
Cıvıl cıvıl renklerin ruhuma iyi geldiğini söyleyebilirim.
Sanat
Gül Demişem
Ne dediği değil, ne duymak istediğidir bazen insanın niyetindeki.
Zarafet
Düşünüyorum da seçimlerimiz pekte kolay değil.
Sa’de
Lüks mekanlarda değil de sade ve samimi ortamlarda sohbetler derin olur.
Düzen
Herkes ve hiçkimse
💙
Görmemek.
Karanlık olur, sonra güneş doğar
Koca şehirde ıssız kalmış bir çocuk gibiyiz bazen.
Bazen de herkesin içinde umursamadan yaramazlık yaparak mutlu olan çocuğuz. Kim kızacak kim gülecek derdimiz yok. O anın tüm keyfi üzerimizde. Kıyafetimiz mi yırtılmış yüzümüz mü kirlenmiş hiç derdinde tasasında da değiliz.
Çocuğuz dediğimde hayat ne kadar neşeli bir hâl alıyor. Oysa büyüyünce işler değişiyor. Mutluyuz yine, büyüyen çocuklar olarak mutluyuz. Ama bol neşemiz o günlerdeki gibi yok.
Hatır/a
Uğramalı
Öylesine gittiğim mekânlardan biri. İçerideki atmosfer sanatla iç içe olduğu için oldukça samimi ve hoş.
Çiçek çiçek
Kendimde fark ettiğim her şeyde çiçekler var.
Teşekkül
Hava yağmurlu bugün, biraz da soğuk. İçimde garip bir his ve koca bir hüzün.
Nilüfer
O kadar saf ve güzel ki..
Gül kimin, gülistan kimin
Mekânı güzelleştiren insan mıdır, düzen midir?
Ahenk
Etraftaki her şeyin bir uyumu var; Çizgilerin ve renklerin…
Yine de Nostalji
Çocukken evimizde bir radyo kaseti ve sayısızca da kaset vardı. Okuldan eve döndüğümüzde kardeşlerimle radyonun başına oturur kasetleri tek tek takıp çıkarırdık. Uğraşımız bununla sınırlı değildi tabi. Kurşun kalemlerimizin arkasıyla, kasetlerin içindeki filmleri söküp tekrar yerleştirmek bizim için büyük bir eğlenceydi.
Şimdi radyo nerde kasetler nerde kim bilir. O günlerimizi şimdi çokça arıyorum.
Baktığımız gibi
Tebdil-i Mekânda..
Güz olur geçer yaz gelip gider ama insan hep aynı insan olarak kalır.
Düzenli Bir Kalabalık
İnsan her uyandığı yeni güne aynı veya farklı kalabalıkla devam eder.
Meyhude
Bazı cümlelerin anlamı zihinde oluşmaz.
Kabuliyet
Yüküm dünyadır.
Narin
Ömür gibi kısa ama güzel
Nadide
Sıcak bir yuva gibi huzurlu ve doğal.
Güzergah
Muhabbet dost ile demlenir.
Söyle
Bu hangi takvim ?
Daima
Kaybolmuyoruz ama yolu da bulamıyoruz.
Kanatsız
Ben kuş değilim, kuşlar da kafeste değil. Ne onlar özgür ne de ben uçabilirim.
Akşam
Pencere
Aynı
Muhabbet
Kalabalık olmak, yerine ve zamanına göre keyif verir bana. İçtiğim bir bardak çayın tadını, bir demlik çaya değişmem mesela.
Garip
Ne eksik ne de fazla.
S e v g i
Bir çiçeğe sevgi verirsen tüm dalları çiçek açar.
Huzur Tadında
💮
İki Duvar
Yöresel✨️
https://betulsarihan.wordpress.com/wp-content/uploads/2023/04/wp-1680772061382.mp4 Linke tıklayarak videoyu izleyebilirsiniz 🤗
Sanki içimde birikmiş bir dünya yükü var…
🌺
Ç i ç e k
Ruhum çiçek açsın istiyorum.
n e r e d e y İ m
G Ö K Y Ü Z Ü
Bazı fotoğrafların sesi vardır.
🦋
İnsan ne umutlarla çıkıyor yola.
🌸
Gölün üzerinde can bulan bir çiçeksin mesela..
B İ n b İ r
Hangi kapıdan geçiyoruz ve hangi kapı yüzümüze açılıyor hiç bilmiyorum.
✨️
Allah büyük.
🌾
Bu yaz da bitti .
🌼
Kiminin ise duvarlarında çiçekler açar.
Sanat, Sanatçı
🔗
Her sokağın farklı dili var gibi ..
🌠
Olmadı yine alır çantamızı gideriz bu diyardan.
☀️
Şu mekana karşı demli çayımı içtim.
G ö l g e
Penceremin arkasındaki muhteşem güneş; aydınlattığın her yere renk katıyorsun 🌼
🪴🌿
İçimden geçen, dilimden dökülen güzel ezgi…
🎭
Sarı P a p a t y a
Ruh halimize göre şekil alabiliyoruz, bazen dik bazen de beli bükük.
Güldüğümüz gibiyiz
Aslında ne görüldüğü gibiyiz ne de duyulduğu gibi . Bence güldüğümüz gibiyiz.
K a r a h i n d i b a
Bazı mutluluklar , bazı yorgunlukları kapatır.
Çekiyorummm
Gülümsemek ilaçtır bazen😊
Bu hangi mevsim
Nereye gider insanın heyecanları ,sevinçleri 🦋
Hiç
Bazen kime neyi anlatıyoruz hiç bilmiyorum .
Korku
Hiç beklenmedik anda korkunç bir kaza geçirdiğinizi düşünsenize, saniyeler öncesi her şey yolunda iken , yüzünüzde güzel bir tebessümün oluşu, o anki rahatlık hissi ile birlikte , birden içinde bulunduğunuz bir toplu taşıma aracına dengesiz bir sürücünün makas attığını ve aracın içindeki insanların hayatına ne denli mal olduğunu , bir düşünsenize. Yüzü gözü kan içinde insanların çığlık çığlığa oluşu yetmediği gibi karşınızda duran manzaranın yeterince korkunç oluşunu da hesap edin tabi .Her şey tam da on dakika öncesine kadar normaldi , peki ya on dakika sonrası ? Ehliyetini sadece hava atmak için kullanan bir takım gereksiz insanların var oluşu , sınava yetişmek için araca binip okul yolunu tutan bir öğrencinin hayatına , belki de sağlığına ne tür zarar verdi kim bilir . Peki burnu kırılan kadının su akarcasına kaybettiği kan , o anki feryadı ne olacak , estetik açıdan belki bir daha düzgün burnu olmayacak ama yaşadığı travmayı ömrünün sonuna kadar atlatabilecek mi ? Her yerin kana bürünmesi benim , ordaki bulunanların gözünün önünden gidebilecek mi ? Verilen zararların haddi hesabı yapılamazken daha sayamadığım bir çok yaralı vakası varken , geceleri rahat uyku çekebilecek mi bunca acıya sebep olan kişi? O cani yüzünden kaç kişinin canı yandı , bunun hesabını vicdanını nasıl taşıyabilecek peki ?
Yaşadığımız korku , ölümle pençeleşirken o anki yaşadığımız korku ne kadar bizim peşimizde yanı başımızda olacak sahi? Ölüm yanıbaşımızda , en yakınımızda. Sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz. Hiç burnumuz kanamayacak, yara almayacak gibi .
Ben çok korktum . Nereye baksam o anı yeniden yaşıyorum , yeniden dehşete düşüyorum. Ölüm gerçekten yanıbaşımızda.
Beklenmedik anda
Şimdi buldum
☕
🌿☘
Gülümse
Sabırda güzellik
Vaktine esir olan , vaktiyle keyiflidir.
Bazıları kukla gibi
Beni mutsuz edeceğine inandığım şeyin arkasından körü körüne gidemezdim herhalde .
Bilmiyorum . Bazen bazı tanıdıklarımın yaptıklarını anlamlandıramıyorum. Bizler kukla değiliz, insan isek bir yerde özgürüz.
Bazen
Ne anılar birikti kim bilir
🛶
Yağmur izi
Toprağa değince kattığı kokusuyla, yağdığında
sesiyle ve tomurcuk tomurcuk su damlası görüntüsüyle her yerde muazzam bir iz bırakıyor .
Yağmurun her halini seviyorum heleki güneşli bir havada damla damla atıp ,etrafı serinletiyorsa .
Ya da gece uyku vaktinde perde rüzgarla pencereden aralanırken buram buram toprak kokusu ile uyanıyorsam…
Muharrem Ayı
O günde bayram sevincine bürünüp aşure tatlısı yapıp bunu da etrafa dağıtarak hayır işlediklerini sananlar var ne garip. Sanki Peygamber efendimizin torunlarının şehit edilişini kutlar gibi. Aşure gününde on tane mucize gerçekleşmiş diyerek o günün güzelliğini ön planda tutuyorlar .
1. dereceden dogrulugu sabitlenmis tarihi kaynakların hangi birinde var bu dedikleri ? On tane mucize diyorlar ama hangi kaynakta ne şekilde geçiyor ? Bunları araştırıp etmeden, aileden kolu komşudan görme cahilane bir düşünceyi sürdürüyorlar . 10 mucize Aşura gününde gerçekleşmemiş bilakis iyice araştırıldığında başka tarihlerde gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca Kerbela olayı yaşandıktan sonra düşman ordusu , Peygamber evlatlarının kanını döktükleri için şükür niyeti ile oruç tutmuşlardır.Yine günümüz aynı gelenek sürüyor. Etrafimizda birçok insan Aşura günü oruç tutuyor , neden oruç tutuyorsunuz sebebi nedir diye sorduğumuzda bize verecekleri düzgün bir cevapları olmuyor .
Kızmıyorum bir yerde , yanlış öğretilmiş ve yanlış yayılmış bir gelenek olmuş
halkımız arasında. Bilinçli yetiştirilemiyor bu ümmet, kulaktan dolma bilgilerle ne kadar gelişebilir ki zaten bu insanlar . Doğru kaynakları araştırıp doğru bilgileri edinmedikçe düzelmeyecek bu düzen. Üzülüyorum ne yazık ki, Peygamber efendimizin şu güzel sözünü unutuyor olmamıza da üzülüyorum; ilim Çin’de dahi olsa gidip öğreniniz . Bizler ilimi öğrenme konusunu yanlış anlıyoruz bence. Evet matematik, fen ,türkçe, sosyal bilgiler , yabancı dil vs hepsi gereken dersler ama hayatımız için yeterli olan sadece bunlar değil. Dini bilgilerin öğrenilmemesi , öğretilmemesi veyahut yanlış, eksik öğretilmesi bir yerde bize büyük bir darbedir . Bizlerin bu dünyaya geliş amacı sadece matematiği veya başka dersleri öğrenmek değil ki. Tamam birçok konuda hayatımıza kolaylik sağlamakta benim kastım bu değil , söylemek istediğim yaşam amacımız için kendimizin doğru şekilde araştırıp öğrenmesi .
Allah’ ı tanımak bence en güzel ders , yaratılış amacını bilmek en güzel nimet . Takılıp kaldığımız en büyük nokta bence Peygamberimiz’in hayatıdır . Iyice bilmememiz, tanimamamizdan kaynaklanıyor çoğu şey. Veda haccında gerçekleşen Gadir-i Hum hutbesini bilmiyoruz çoğumuz. Eğer bugün tüm insanlar bu hutbeyi okumuş ve de bilinçlenmiş olsalardı bizim bu kadar mezhep , inanç çatışmamız olmazdı diye düşünüyorum. Elbette bu benim şahsi görüşümdür.
Çok ilginç bir şey yaşadım geçenlerde . Hz.Hüseyin’in bu yaslı muharrem gününde şehit edilmesiyle alakalı video paylaşmıştım, bir kişinin yaptığı yorum beni çok üzdü.
“Ağlayıp dövünmekten başka işe yaramayan müslümanları samimi bulmuyorum” diye not yazmis .Peygamber efendimiz daha Hz. Hüseyin doğmadan onun Kerbela’da acımasızca şehit edileceğini söyleyerek ağlamıştır . Hz.Peygamber daha doğmamış bir bebek için ağlarken, bizler onun şehadetini bildiğimiz halde nasıl ağlamayalım? Asırlardır ağlıyoruz, ağlayacağız da . Kim vefat eden bir yakını için kahkaha atıp güler ki ?
Normal bir şekilde ölüm haberini aldığımız kişilerin hüznü bile uzun bir müddet bizi etkisi altında bırakırken , Kerbela’yı duyan bilen biri nasıl bu acıya sussun , nasıl göz yaşı dökmesin?
Bir çocuğu sokak ortasında dövdüklerinde kıyameti koparan biz müslüman ümmeti , Hz.Hüseyin’in altı aylık oğlu Hz.Ali Asgar’ın, susuzluk içinde feryat ederken yezit ordusu tarafından boğazından okla vurulduğunu biliyor muyuz! Feryat etmemiz gereken asıl bu degil mi ? Susuzluktan bitap düşen küçük çocuklar için su almaya giden Abbas’ın kollarının kesilmesine rağmen pes etmeyişi, bunu gören düşman ordusunun ise gözünden oklayışını biliyor muyuz? .. feryat edilmesi gereken bu değil mi ?
Ah ! o kadar acı gerçekler varken bunlara göz yumuyor oluşumuz , kulaklarımızı tıkıyor oluşumuz vallahi insanlığa sığmıyor .
Itirazin varsa kardeşim, doğru kaynaktan araştır . Eğer dediklerim doğru değilse o zaman gel de eleştir ama dediğim gibi doğru kaynaktan …
Bir arkadaşım bana Hz.Hüseyin’in de hataları vardı, Kerbela’ya gitmemesi gerekiyordu demişti. Böyle öğretiyormuş hocaları.” Sadece bir kaynaktan araştırın yoksa yanlış yola düşersiniz ,bocalarsınız” demişler bir de .
Tabi ki de öyle diyecekler . Hakikatlerin ortaya çıkmasından korkuyorlar çünkü! Hak ortaya çıkarsa, bunca batıl olanlar yüzünden başları ağrıyacak
birnevi . Örtbas ettikleri gerçekleri öyle bir süslüyorlar ki kimsenin aklında soru işareti de kalmıyor. Böylelikle birçok kişinin vebaline girmiş oluyorlar .
Siz, islam dini dimdik ayakta kalabilsin diye Ehli-Beyt’in yaşadığı acıları , zulümleri,zorlukları araştırıp gerçekleri öğrenmeyene kadar, muharrem ayını kutlayacak ve de Peygamber efendimizin can paresinin şehit edildiği Aşura gününü aşure tatlısı yapıp yiyerek geçireceksiniz.
Allah Resulü’ nün yüreğini daha çok incitmiş olacaksınız .
Muharrem ayı yas ayıdır.
Umarım bir gün hakikatleri görebilecek ,görmek duymak isteyecek hale gelirsiniz .
Selam ve dua ile .
Dünya küçük yolculuk
Dünyaya daldık , seni unuttuk..
Bize verilen cana , emanetine hakkıyla sahip çıkamadık , hakim olamadığımız nefislerimiz yüzünden ölümü de unuttuk .
Çok şükür ki umut hep var , Allah tövbeleri kabul edendir .
Aniden giden
Geçen yıl mayıs 12 , bir Istanbul günü gözümü kötü bir haberle açmış ,çok sevdiğim bir aile dostumuzun korkunç bir kaza ile vefat ettiğini öğrenmiştim. Hani insan bazen rüya olsun der ya , kötü bir kâbus olsun yeter ki gerçek olmasın .. ne yazıkki olanlar tamamıyle gerçektir ve kendinizi büyük bir boşlukta hissedersiniz , işte öyle bir gündü.
Evde duramayınca Kız Kulesine gittik ablamla .
Denize dökecektik içimizi, belki gurbette oluşumuzu hırçın dalga sesleri dindirecekti ama nafile . Kendi şehrimizden birkaç günlüğüne tatile Istanbul’a gitmiştik. Ve bu yolculuktan sadece 3 gün önce kadar merhum abim iş yerimize gelmiş ve de az sohbet etmiştik. Bu anî gidiş beni bu kadar üzüyorken kendi ailesi ve geride bıraktığı 7 yaşındaki oğlu kim bilir ne haldeydi .
Bazı insanların acıları da sınavları da çok ağır oluyor gerçekten. Mustafa Ali 3 yaşındayken annesini kanser hastalığı yüzünden kaybetmişti , babasını ise bir kazada ..
Hem öksüz hem yetim kalmıştı. Insan çok üzülüyor be … Allah kimseyi dermansız derde müptela etmez bilirim , acının sabrı da vardır bunu da bilirim ama yürek sızım sızım sızlıyor işte.
Galerimde gezinirken bu
çektiğim fotoğrafı görünce o güne geri gittim .
Rabbim bütün vefat edenlere rahmet eylesin inşallah.
Son bakış
Hayatınız boyunca size yakın olan birinin , son kez bakıyormuş gibi gözlerinizde duraksadığını hissettiniz mi hiç ?
Öyle uzun uzun değil, kısa ve net .
Bir caddeden geçerken, bir yerde otururken , biriyle konuşurken veya olduğunuz yerden geçen birinin birkaç saniye içinde kurduğu göz temasından bahsediyorum ..
Sanki son karşılaşma, son bakış gibi .
Derin bir hissi var bunun.
Size veda etmeden , son kez size baktığını siz bilmeden ama bunu bilmeden de hissederken .
Sessiz çığlık
Bir sanat galerisini gezdiğimde bu nadide parçanın “sessiz çığlık “diye adlandırılması dikkatimi çekmişti.
Sessiz çığlık ne olabilirdi diye sordum , aslında fotoğrafta sessiz çığlığı yansıtan bir görsel görememiştim epeyce baktım ama kendime yanıt bulamamıştım.
Belki biraz daha hüzünlü bir figür konulabilirdi veyahut daha farklı çalışabilirdi diye düşündüm hep. Elbette bu şekilde eleştiriyor olmam belki doğru değildir, sanatçı bu şekilde işlemiş sonuçta.
Ya ben bakmayı bilmiyorumdur ya da dediğim gibi ismine yeterince uygun bir çalışma olmamıştır. Yine de ben birinci ihtimali göz önünde bulunduruyorum.
Şimdi yine bu fotoğrafa baktığımda, başka şeyler düşünüyorum. Ilk gördüğüm kü gibi görmüyorum .
Sanki daha iyi anlıyorum.
Sessiz çığlık ne olabilir ?
Belki kocasından dayak yiyip yine de güçlü duran bir kadındır belki de ailesinden şiddet gören bir çocuğun arkadaşlarının yanında hiçbir şey olmamış gibi oyun oynuyor olmasıdır.
Sessiz çığlık, içindeki hayatı yüzüne yansıtamayan bir insanın fotoğraflanmış halidir .
Sessiz çığlık dimdik duran , gözlerinden gurur yansıyan bir insanın öyküsüdür .
🙂
Bazen de gittiğim yerlerde ciğerimi bırakıp zorla çıkıyorum.